kayırmak.
m 1. esirgeme, koruma, koruyuş (bir kimseyi veya şeyi dış etkilerden, tehlikeden veya zor bir durumdan uzak tutma) 2. koruma (himaye etme) 3. koruma (tehlikeli, zararlı durumları engelleme) 4. koruma (bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni gösterme) 5. koruma (süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önleme) 6. erinme, yüksünme 7. duldalama
l/gh 1. esirgemek, korumak (bir kimseyi veya şeyi dış etkilerden, tehlikeden veya zor bir durumdan uzak tutmak) * ji bo ku hesin ji baranê bihêvişin boyax kirin demiri yağmurdan korumak için boyadılar 2. korumak (himaye etmek) 3. korumak (tehlikeli, zararlı durumları engellemek) * ji bo ku mêweya bihêvişînin îlaç kirin meyveleri korumak için ilâçladı 4. korumak (bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek) * ku te cil û bergê xwe hinek bihêvişanda ev çend gemarî nedibûn üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi 5. korumak (süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek) 6. erinmek, yüksünmek * xwe dihêvişîne ku vî karî bike bu işi yapmaya eriniyor 7. duldalamak
tarafindan 2015-01-02 17:44 tarihinde kurmanciden turkishye çevrildi.