topikî | h dertop |
topikî (i) | rd 1. toparlak, toparlacık, tombul, tombiş 2. tıkız, tıknaz * ew zilamê topikî hate mala me o tıknaz adam bize geldi 3. toplu, topluca (vücutça biraz dolgun) 4. altın topu (güzel ve tombul çocuk) |
topikî (ii) | rd 1. yumru, yumuk, (şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli) 2. göbekli (marul ve lâhana için) |
topikî bûn | dertop olmak |
topikî bûn (i) | l/ngh 1. toplaşmak (top durumuna gelmek) 2. toparlaklaşmak 3. tıkızlaşmak, tıknazlaşmak |
topikî bûn (ii) | l/ngh 1. yumrulanmak, yumrulmak 2. göbeklenmek (marul, lâhana için; yaprakları büyüyüp sıklaşmak) |
topikî kirin | dertop etmek |
topikîbûn (i) | m 1. toplaşma (top durumuna gelme) 2. toparlaklaşma 3. tıkızlaşma, tıknazlaşma |
topikîbûn (ii) | m 1. yumrulanma, yumrulma 2. göbeklenme (marul, lâhana için; yaprakları büyüyüp sıklaşma) |
topikîbûyîn (i) | m 1. toplaşma (top durumuna gelme) 2. toparlaklaşış 3. tıkızlaşış, tıknazlaşış |
topikîbûyîn (ii) | m 1. yumrulanış, yumrulayış2. göbekleniş (marul, lâhana için; yaprakları büyüyüp sıklaşma) |
topikîtî (i) | m 1. toparlaklık 2. tıkızlık, tıknazlık |
topikîtî (ii) | m yumruluk |